Toplu Sözleşmede Memurlar Önce Allah' a Sonra Memur-Sen'e Emanet
3 milyon 2 Yüz bin kamu çalışanı ve Bir milyon dokuz yüz bin kamu emeklisinin maaşlarına yapılacak yüzdelik oran ile diğer iyileştirmelerin belirleneceği 3.Toplu Sözleşme müzakereleri dün başlamıştır.
Kam İşveren Heyetine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın başkanlık ettiği ilk günde Bakan Çelik'n açılış konuşmasının ardından Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı Ali Yalçın 2016-2017 Yıllarını ait kamu çalışanı ve emeklileri ile talepleri içeren sunumunu yapmıştır. İlk oturumda 2015 yılından sonra göreve başlayan memurlara 1 derece verilmesi ile Eş durumu özründe 3 yıllık sürenin esnetilmesi taleplerinin kazanım hanesine yazılması önemlidir. 5 Milyon Kamu Çalışanı ve emeklisi ile eş ve çocukları ile birlikte yaklaşık 20 insanımızın gözü kulağı Mali konularla ilgili taleplerin kazanıma dönüştürülmesindedir.
Hükümet Alacağına Gösterdiği Hassasiyeti, Vereceğine de Göstermelidir.
Bakan Çelik'in oturumun ilk gününde kamu görevlilerine ve emeklilerine enflasyonun çok üzerinde maaş verdikleri savı doğru bir yaklaşım değildir. Hükümetin enflasyonu ile dar ve sabit gelirlinin enflasyonu farklıdır. Çünkü Hükümet, Kamu çalışanı ve emeklilerinin maaş ve ücretlerinde yapılacak iyileştirmede Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası’nın bir sonraki yılın orta ve uzun vadeli tahmini enflasyon rakamına tahmini büyüme hedefini dikkate almaktadır. Yine aynı Hükümet, kendi gelir kaynaklarının tutarlarında yapılacak artışla ilgili alacaklarını tahsil etmekte kullanılan Yeniden Değerleme oranını esas almaktadır. Oysaki Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası’nın orta ve uzun vadeli hedeflerini tutturamadığı ve en az % 60 oranında sapma gösterdiği, banka tüketici faiz oranlarının arttığı, kar marjlarının %20’lerden aşağı düşmediği, temel gıda ve alkolsüz içecekler grubunda enflasyonun %12 ila % 18, sebze ve et fiyatlarında ise % 18 ila % 26 arasında olduğu ortadadır.
Kamu çalışanlarının mali hakları ile ilgili talepler değerlendirilirken Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası’nın orta ve uzun vadeli tahmini verileri yerine, gerçekleşen ekonomik ve sosyal veriler esas kabul edilerek, Memur-Sen tarafından 2016-2017 yıllarını kapsayacak 3.Dönem Genel Toplu Sözleşmede Kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine; 2016 yılının; Birinci Altı Ayında %8, ikinci Altı Ayında %8 ve 1 Ocak 2016’dan geçerli olmak üzere taban aylığında 150 TL artış , 2015 yılı ekonomik büyüme oranının %50’si ve üç aylık dönemlerdeki büyüme oranları kadar Refah Payı artışına ilaveten Enflasyon farkı; yine 2017 yılında; ise Birinci Altı Ay için %7, ikinci Altı Ay için %7 artış ile birlikte 1 Ocak 2017’den geçerli olmak üzere taban aylığına 100 TL Zam+ 2017 yılında üç aylık dönemlerdeki ekonomik büyüme oranı kadar Refah Payı artışı ile Enflasyon farkı talep edilmiştir. .
Kaşıkla Verilen Kepçeyle Geri Alınıyor.
Toplu Sözleşme tekliflerinin esasını oluşturan yüzdelik zammın dışında Taban Aylığa zam,Refah Payı ve Enflasyon farkı gibi hususların gözetilmesi çalışanların ve emeklilerin vergi kesintisi kaynaklı maaş kayıplarının, vergi mağduriyetlerinin azaltılması açısından önemlidir.
Bilindiği üzere çalışanların maaşlarında vergiye tabi matrah düşük (7800 TL) vergi oranları ise yüksektir. Her yıl Ocak ve Temmuz aylarında iki dilim halinde sağlanan maaş artışında vergiye tabi matrahın düşük olması; Ek Ödeme, Ek Ders Ücreti, Özel Hizmet Tazminatı, Aile ve Çocuk Yardımı, Fazla Mesai, İkramiye Döner Sermaye gibi ödentilerin emekli maaşına ve emekli ikramiyesine yansıtılmadığı halde vergilendirmede dikkate alınması sebebiyle maaş ve ücretler bu matraha (7800 TL) ulaştığı andan itibaren % 20, %25 oranında vergiye tabi tutulmaktadır. Böylece sene başında verilen zammın kat kat fazlası yılın ikinci yarısına bile varmadan çalışanların cebinden ustaca çekilmekte, diğer kısmı da yükselen enflasyon,faiz ve döviz yoluyla geri alınmaktadır.
Gelir Vergisi kaynaklı maaş kayıplarının telafisi için kamu çalışanlarının maaşından yıl boyunca %15 lik vergi diliminden vergi alınmalı ve bunu aşan vergi tutarının kamu işveren tarafından karşılanarak yıl içerisindeki maaş kaybının önüne geçilmelidir.
Ek ödeme, Ek Ders Ücreti, Özel Hizmet Tazminatı, Aile ve Çocuk yardımı, Fazla Mesai, İkramiye ve Döner Sermaye gibi ödentiler tamamı emekli maaşına ve ikramiyesine yansıtılmalıdır.
177,30 TL olan eş yardımı 275 TL’ye, 6 yaş üstü için; 20,80 TL ve 0-6 yaş için; 41,60TL olan çocuk yardımlarının aralarındaki fark kaldırılarak her çocuk için 75 TL ye çıkarılmalıdır.
Üç ayda bir 60 TL olan Toplu Sözleşme ikramiyesi yüzde 50 artırılarak, 90 TL ye yetkili sendika üyelerine ise yüzde 100 artırılarak (120TL) ye yükseltilmeli, Hiç bir sendikaya üye olmayan kamu görevlilerinin Toplu Sözleşme kazanımlarından istifade edebilmeleri için mutlaka yetkili sendikaya dayanışma aidatının ödenmesi şartı getirilmelidir.
Kıdem Aylığının Hesaplanmasında 25 Yıl Sınırı Kaldırılmalıdır.
2005 yılından sonra göreve başlayan kamu görevlilerine 1 derece verilmelidir. Kıdem Aylığı gösterge rakamı 100 olarak uygulanmalı ve Kıdem Aylığının hesaplanmasında 25 yıl sınırlaması mutlaka kaldırılmalıdır. Yemek yardımına ilişkin tutarlar, Bütçe Kanunu ile değil Toplu Sözleşme masasında belirlenmeli Yemek servisi ücretsiz yapılamalı ve yemek verilmeyen işyerlerinde öğün başına 6,00 TL ödenmelidir.
Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca kreş hizmeti sunulmalı, Kreş olmayan iş yerlerinde ki çalışanların 0 – 6 yaş grubundaki her çocuğu için; B.Şehirlerde 300 TL, diğer yerlerde 250 TL kreş yardımı verilmelidir.
Emeklilerde Aile ve Çocuk yardımından faydalandırılmalı gibi, 4/B statüsünde görev yapan personel ile 4/C’li personel 4/A kadrosuna alınmalıdır.4/C'liler Mahkeme kararları çerçevesinde Ek Ödemeden yararlandırılmalı, kullanılmayan izinlerinin ertesi yıla devredilmesi sağlanmalıdır.
Ek Gösterge Üzerinden Yapılan Haksızlık Sonlandırılmalıdır
Özellikle hizmet kollarının bağlı olduğu kurum ve kuruluşlarda Emekli maşında ve ikramiyesinde belirleyici bir unsur olan ve uygulamada büyük haksızlıklara sebep olan Ek Gösterge adaletsizliği giderilmelidir G.İ.H. Sınıfı’na dâhil İl ve ilçe M.E. Müdürü,Md,Yardımcısı ŞB. Müdürü, Uzman ,Sayman, D.Sermaye Saymanı ve Fon saymanı kadrolarında bulunanlar ile Öğretmenlerin Ek Göstergesi 3600 ' e çıkarılmalıdır. Maarif müfettişlerinin tümüne Görev, Makam ve Özel Hizmet Tazminatı ödenmelidir.
19. MEB Şurasında alınan tavsiye kararları doğrultusunda Kalkınmada öncelikli yörelere atanan eğitim emekçilerine bu yörelerde çalıştıkları sürece içinde Ek Gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının; 1. Bölgede yüzde 10’u; 2. Bölgede yüzde 30’u; 3. Bölgede yüzde 40’ı; 4. Bölgede yüzde 50’si; 5. Bölgede yüzde 60’ı; 6. bölgede yüzde 75’i; 7. bölgede yüzde 90’ı oranında ek tazminat verilmeli, MEB'de çalışan tüm kamu görevlilerine hiç bir ayırıma tabi tutulmaksızın her yılın 15 Eylül tarihinde ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 165’i oranında öğretim yılına hazırlık ödeneği (1302,34.-TL) ödenmelidir. Yine MEB'de görev yapan personele, hizmet sınıfına bakılmaksızın her yıl 24 Kasım Öğretmenler günü’nde ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 250’si tutarında (1.973,25.-TL) ikramiye verilmelidir.
Ek Ders Ücretleri Artırılmalıdır
Ek Ders Ücretleri gündüz öğretimi için 20,35, gündüz öğretimi dışında kalan öğretim için 23,26.-TL’ye çıkartılmalı, Ek Ders Ücretleri Y.Lisansını tamamlayan yönetici ve öğretmenlere yüzde 25, doktora eğitimini tamamlamış olan yönetici ve öğretmenlere yüzde 40 fazlasıyla ödenmelidir. Nöbet görevi yapan Md.Yardımcısı ve öğretmenlere nöbet tuttukları her gün için 6 saat ek ders ücreti verilmeli sınav görevi alan öğretmenlere Ek Ders Ücreti yerine Sınav Ücretlerine İlişkin Usul ve Esaslara göre sınav görev ücreti ödenmelidir. Eğitim kurumlarında Md, Md. Başyardımcısında olduğu gibi Md. Yardımcıları ile bu görevleri vekâleten yürütenler de haftada 6 saate kadar ders okutmakla yükümlü tutulmalıdır.
Kariyer Basamaklarındaki sorunlar kökten çözülmelidir. MEB'de Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en az beş yıl fiilen öğretmenlik yapmış olan yüksek lisans mezunlarına uzman öğretmen, doktora mezunlarına başöğretmenlik unvanı verilmelidir.Toplu sözleşmenin imza tarihini müteakip bir yıl içinde uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavları yapılmalı, mezkûr sınavlar iki yılı geçmeyecek dönemlerle yinelenmelidir.
Yardımcı Hizmetler Sınıfı’na dâhil kadrolarda bulunanlara da ek gösterge uygulanması yoluna gidilmelidir.
G.İ.Hizmetleri, Denetim Hizmetleri, Teknik Hizmetler ve Y.H.Sınıfı çalışanlarının özel hizmet tazminatlarının 20 puan,T. T. K. Uzmanı, Eğitim Uzmanı ve şef kadrolarında bulunanların özel hizmet tazminatlarının ilaveten 15 puan, Öğretmen eğitim-öğretim tazminatı oranlarının 50 puan,doktorasını tamamlayanların yüzde 100 artırımlı ödenmelidir.
Araştırma Görevlilerinin 1. Dereceye İnebilmelerinin Önü Açılmalıdır.
Üniversitelerde Üniversite ödeneğinde 50 puanlık artış sağlanmalı, 657 S.Kanuna tabi personele geliştirme ödeneği yanında Yükseköğretim Tazminatı verilmeli, Öğretim üyeliği dışındaki kadrolara atanmış öğretim elemanlarına, geliştirme ödeneği miktarının 2/3’ü ödenmelidir. Fakülte,Enstitü ve Yüksekokul Sekreteri kadrolarında görev yapanlar ile Genel Sekreter Yardımcılarına da 3600 Ek Gösterge uygulanmalıdır. Öğretim elemanlarının Ek Ders ücretleri artırılmalı Doçentlik unvanını almasına rağmen doçentlik kadrosuna atanamayanlara doçentler” için öngörülen Ek Gösterge oranları uygulanmalıdır. Araştırma görevlilerinin 1.dereceye kadar inebilmelerinin önünü açılması,Öğretim elemanları hakkında uygulanan sicil uygulamasına son verilmelidir.
KYK Çalışanlarının Kronik Sorunları Çözüm Bulmalıdır.
KYK yurt personelinin nöbet ücreti,yurtlarda görev yapan personelin özel ve gece hizmetlerinde geçen çalışma sürelerine karşılık, Yılı Bütçe Kanunu’na ekli K Cetvelinde kuruma bağlı yurtlarda görev yapan personel için öngörülen fazla çalışma ücretinin beş katı tutarında fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Yine KYK yurtlarında çalışanlardan, kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara bu yörelerde çalıştıkları sürece içinde ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının; 1. bölgede yüzde 10’u; 2. bölgede yüzde 30’u; 3. bölgede yüzde 40’ı; 4. bölgede yüzde 50’si; 5. bölgede yüzde 60’ı; 6. bölgede yüzde 75’i; 7. bölgede görev yapanlara yüzde 90’ı oranında ek tazminat ödenmelidir.. KYK Genel Müdürlüğü ve bağlı birimlerinde görev yapan personele, Personel Yönetmeliği’nin 13. maddesine istinaden iki aylık brüt ücretleri tutarında ikramiye ödenmeli Koruma ve Güvenlik Görevlilerinin yurt yönetim memurluğu kadrolarına atanabilmelerinin yolu açılmalı, KYK çalışanlarının çocukları yurt hizmetlerinden indirimli olarak faydalandırılmalıdır.
Mali Talepler Kadar Demokratik Hak ve Özgürlüklerde Önemlidir.
15 Mayıs 2015 Tarihi itibariyle yapılan sendika üye sayımında Memur-Sen 836 bin 505 üyesi ile hem konfederasyon hem de kendisine bağlı 11 hizmet kolunda da yetkili sendikadır. Bu sonuçla;Kamu görevlileri ve emeklilerinin hakları,talepleri ve beklentileri önce Allah'a sonra da Memur-Sen ve Ona bağlı sendikalara emanet edilmiştir. Toplu Sözleşmelerde yüzdelik zam ile sosyal hakların iyileştirilmesine yönelik talepler kadar demokratik hak ve özgürlükler de büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda kamu görevlilerinin istihdam türü yönüyle iş güvencesinden vazgeçmeyeceğimizi, insan onuruyla bağdaşmayan, güvencesiz, kuralsız esnek çalışma yöntemine ve taşeronlaşmaya karşı olduğumuzu, kamu görevlilerinin geneline uygulanan siyaset yasağının kaldırılmasını, emeklilere, polis,hakim ve savcılara sendika kurma hakkının verilmesini sendikalar için Toplu Sözleşme hakkının yanında olmazsa olmaz şart olarak kabul edilen grev hakkının verilmesini,kılık kıyafet yasağının kaldırılmasını halkının % 99 unun Müslüman olduğu bir ülkede Cuma namazı vaktine göre 2 saatlik bir zaman diliminin resmi tatil ilan edilmesini yasal,anayasal ve evrensel bir hak olarak istiyoruz.
Teklifleri Eksiltme Mantığı Yerine Artırma Mantığı Çalıştırılmalıdır.
2002 yılından itibaren başlatılan gerek toplu görüşme, gerekse 2012 yılından itibaren hayat a geçirilen Toplu Sözleşme süreçlerinde hükümet adına masaya oturan Kamu İşveren Heyetinin sendikalardan gelen teklifleri adeta yok sayacak derecede eksiltme gayreti içine girmeleri sebebiyle ,kamu görevlileri moral ve motivasyon açısından olumsuz etkilenmiştir.Memur-Sen Toplu Sözleşme masasına her dönemde olduğu gibi bu dönemde de devletten ne koparırsak kardır mantığıyla değil, ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik hassasiyeti dikkate alarak kamu çalışanlarının içinde bulunduğu zor şartları da hesaba katarak, iyi niyetli bir yaklaşımla gelinmiştir.
Hükümetten ve Onun temsilcisi Kamu İşveren heyetinden de ülkemizin içinde bulunduğu nazik durum sebebiyle başka bir sosyal çalkantıya geçit vermeme adına teklifleri eksiltme yerine artırma, sorunları büyütme yerine azaltma niyetiyle, kabul edilebilir bir ücret skalasını belirleme niyetiyle masaya oturmaları beklenmektedir.. Aksi yönünde gösterilecek her çabayı iyi niyeti suiistimal olarak değerlendireceğimizin, taleplerimiz karşılanmadığı takdirde Hükümetçe önerilen tekliflerin altına imza atmayacağımızın, masada alamadığımız hakkımızı alanlarda arayacağımızın bilinmesini açıkça ifade ediyoruz.
Mali Disiplin Yaftasına Sığınıp Cimrice Davranmalara Karnımız Toktur.
Esasen Toplu Sözleşme masasına getirilen bu teklifler haddi aşan değil, ayakları yere basan alın terini Hak ile buluşturan tekliflerdir. Her toplu görüşme ve toplu sözleşme sürecinde Hükümetin siyasi konjonktürün, küresel konumun ,makro ve mikro ekonomik durumun, döviz kurlarının mali disiplin yaftalarının arkasına sığınıp cimrilik yüzlerini göstermelerine karnımız toktur. Kendilerinin,imtiyazlı kurum ve kuruluşlarda çalışanların mali durumunu düzeltme ve seçim harcamaları söz konusu olunca gözden ve gönülden kaybolan makro -mikro dengeler ve mali disiplin yaftası ne hikmetse sıra dar ve sabit gelirlinin durumunun düzeltileceği toplu sözleşme masasına gelince birden hortluyor. Artık mazeretinde, mazeretin arkasına sığınanlarında kamu çalışanlarının farkında olduklarını hatırlatıyoruz.
54.Hükümetin Başbakanı Merhum Prof. Erbakan'ın Tavrı örnek alınmalıdır.
Hükümet veya Onun adına Toplu Sözleşme masasına oturan Kamu İşveren Heyeti bir takım rakam cam bazlıklarını kullanarak talep ve teklifleri ne kadar aza indirgeyebilirim mantığından ziyade, ne kadar yükseltebilirim mantığını harekete geçirmelidir. Hükümet; 54. Hükümet döneminde işçi sendikalarının % 30'luk zam teklifini geri çevirip; "Hayır ben size % 30 değil % 50 zam vermek istiyorum . Teklifinizi % 50 olarak değiştirin gelin" diyen merhum Başbakan Prof. Dr. N.Erbakan'ın tavrı örnek alınmalıdır. kamu görevlilerinin,emeklilerinin,asgari ücretlinin ve halkımızın gerek toplumsal barışı,gerekse çalıma barışını tesis etme adına böyle bir jeste muhtaç olduklarının idrakine varılmalıdır.
Yetkili sendikanın sorumluluğu sadece talep etmek değil, talep edilenleri almak için mücadele vermektir. Memur-Sen ve bağlı sendikalar tüm kamu çalışanlarının sorumluluklarını omuzlarında taşıdıklarının bilinci içinde olduğu bilinmelidir. Amaç kamu görevlilerini memnun edecek bir sonuçla Toplu Sözleşme masasından kalmaktır. Kamu görevlilerinin içine sinmeyecek, taleplerini karşılamayacak tekliflerin altına imza atmaya mecbur ve mahkum olmadığımızı ifade ediyor, bütün kamu görevlilerini ve onların emeklilerini gönülden ve fiilen mücadeleye davet ediyorum.
İsmail ÇELENK
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Ordu İl Başkanı