Milletimiz 16 Nisanda çok önemli bir referanduma gidecek. Yönetim sistemi ile ilgili önemli değişikliklerin yapılacağı anayasa değişikliği için bir karar vermemiz gerekiyor. Bizler de Ordu’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları olarak bir araya geldik ve Ordu Evet Platformunu kurduk.
Anayasa değişikliği referandumunda çok net bir şekilde evet oyu çıkması için çalışmalar yapmak amacıyla hep birlikte kurduğumuz bu platformu daha da genişleteceğiz.
Platform olarak bu anayasa değişikliğinin ülkemiz açısından hayati bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Ülkemiz zor süreçlerden geçiyor. Hemen yanı başımızda haritalar değiştirilmeye çalışılıyor. Ümmetin son kalesi Türkiye, küresel saldırılarla ve onların terörist maşalarının tehditleriyle karşı karşıya bulunuyor. 15 Temmuz darbe girişimiyle bunu başaramadılar, İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar.
Büyümemizi, gelişmemizi engelleyen, özgürlüklerimizi kısıtlayan, geleceğimizi çalan, çatışmaları, ayrıştırmaları körükleyen bir sistemi dönüştürüp, daha özgür ve daha müreffeh bir Türkiye’nin sıçrama tahtası yapmamıza az kaldı.
Bizler Ordulu sivil toplum kuruluşları olarak bu kritik süreçte milletimizin lehine olduğuna inandığımız yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine destek veriyoruz, kalıcı istikrara kavuşacağımız için evet diyoruz.
ABD bugün 241. Yılını yaşarken 45. Başkan tarafından yönetilmektedir, bizim cumhuriyetimiz ise henüz 94 yaşında olmasına rağmen 65. hükümet iktidardadır.
Türkiye Cumhuriyeti kendisine biçilen elbiseyi son dönemde yırtıp atmakta, vurulan prangaları bir bir kırmaktadır. İşte biz 16 Nisanı bu prangaların en büyüğünden kurtulma günü olarak görüyor ve evet diyoruz.
Yürütmeyi, doğrudan ve aracısız olarak sandığın iradesi ve halkın mührü ile teşekkül ettirmeye evet diyoruz.
Gençliğin meclis kürsüsünde yasama faaliyetinde olmasına evet diyoruz.
Yasama erkinin yasama faaliyetlerine yoğunlaşmasını, yasama organları üzerinde yürütme erkinin baskısının kalkmasını, yasamanın yürütmeden bağımsız olmasını, makul, makbul ve doğru buluyor ve evet diyoruz.
28 Şubat sürecinin 20. Yılını yaşadığımız, 15 Temmuz darbe girişiminin arifesinde darbelere yeter artık diyoruz.
28 Şubat darbesini bugün 40 yaşının üzerindekiler ancak hatırlamaktadır. Toplumun hemen hemen yarısı yaşadığımız bu darbeden habersizdir. İşte bu yüzden tekrar 15 Temmuzda darbe görünümlü işgal girişimiyle yüz yüze geldik. Yeni bir darbe ile yüzleşmemek için devlet içindeki hain yapılanmalara artık izin vermemek için evet diyoruz.
Bütün bunlardan sonra edindiğimiz tecrübe ve bilinçle bugün de aynı duygularla haykırıyoruz, haykırmaya devam edeceğiz. Bu millete hainlik ve düşmanlık yapanlar başaramadınız, başaramayacaksınız. Darbeleri unutmadık, hiçbir zaman unutturmayacağız. Hesabını her zaman ve her zeminde soracağız.
15 Temmuzda millet meydanlarda tankların önüne kahramanca yatarak, kurşunlara gövdesini siper ederek bu alçak girişimi engelledi. Ancak bu saldırılar ve kuşatmalar sadece tanklarla, silahlarla, kurşunlarla yapılmıyor. Yıllarca Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, ekonomimizi çökertmek ve yargıyı, eğitimi, sosyal hayatı dizayn etmek isteyen küresel güçler ve işbirlikçileri, millet iradesine ipotek koyarak, parlamentoyu kilitleyerek Türkiye’yi sürekli durdurdular, halkın değerlerine savaş açtılar. Büyük çoğunluğu Müslüman olan bu ülkede yıllarca başörtüsü yasaklandı, imam hatipler ve meslek liselerinin üniversite kapıları katsayı safsatasıyla kapatıldı, darbeler yapıldı, partiler kapatıldı, Meclisin cumhurbaşkanı seçmesi engellendi, hukuk 367 saçmalığına kurban edildi.
Millet bu yapılanları asla unutmuş değildir. İşte son 15 yıldır bu uygulamalar birer birer ortadan kaldırıldı. Türkiye istikrarlı bir yönetime kavuştu. Ekonomi güçlendi, sosyal barış sağlandı.
Türkiye sadece kendi içinde değil dışarıda da sözü dinlenen büyük bir akıl haline geldi. Bütün bunlar parlamenter sistemin yol açtığı bu krizlere rağmen Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderle gerçekleşti. Ama Türkiye’nin başında her zaman böyle güçlü bir lider olmayabilir. İşte bu yüzden siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayacak güçlü bir sisteme ihtiyacımız vardır. Bu sebepten güçlü bir Türkiye için yeni anayasa değişikliğine evet diyoruz.
Mevcut sistem halka ve halkın seçtiği parlamentoya güvenmeyen vesayetçi bir sistemdir. Bu yüzden cumhurbaşkanını meclisin veya doğrudan halkın seçmesini istemediler. Türkiye bu parlamenter sistemle kayıp yıllar yaşamıştır. Yıllardır Türkiye’nin ayak bağı olan askeri, bürokratik ve yargısal vesayetten kurtulmak için evet diyoruz.
Yeni anayasa değişikliği ülkemiz için büyük bir şanstır. İlk kez siviller eliyle yapılmış sivil bir anayasaya kavuşacağız. Millet olarak bu şansı iyi değerlendirmeli ve asla kaçırmamalıyız.
Ülkemizde ne yazık ki Başbakan Adnan Menderesi asanlar, 27 Mayısı demokrasi bayramı olarak kutladı. 1961 yılında cumhurbaşkanlığı sürecinde siyasi parti liderleri bir odaya sokuldu ve aday çıkaramazsınız denildi. Millet 115 defa cumhurbaşkanlı seçimi yapıp cumhurbaşkanı seçemeyen meclis günlerini de gördü. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlattığı günleri gördü.
Türkiye’nin artık bu darbe anayasalarından bir an önce kurtulması gerekiyor. Darbe anayasasından kurtulmak için de evet diyoruz.
Bizler Ordulu sivil toplum kuruluşları olarak, istikrarlı bir Türkiye’ye, güçlü bir ekonomiye evet diyoruz.
18 Mart Çanakkale şehitlerimizi rahmet ve minnetle andığımız bu kutlu günde ikinci bir Çanakkale’yi, 15 Temmuzu yaşamamak, İstiklal marşımızı bir daha yazmak zorunda kalmamak için evet diyoruz.
https://www.youtube.com/watch?v=-9x7VCXd1Sc
https://www.youtube.com/watch?v=jX40k8Z2tNg